Sokrates; anti-atlet, sigara içen, alkol kullanmayı seven futbolcu ekolünün meşhur temsilcisi. Tüm dünya onu futboluyla olduğu kadar, sosyal konulardaki duyarlılığı ve aktif eylemci kimliğiyle de tanıdı. Brezilya'da hükümetin seçimle iş başına gelmesini yıllarca savunmuş, yeri gelmiş 1.5 milyon kişi önünde konuşmuş. Kirli sakalı, uzun bacakları, öldürücü topuk pasları ve 1982 Dünya Kupası'nın o unutulmaz kadrosu... Pele gibi “futbol elçisi” olma fikrini hep reddetmiştir. Çünkü, futbolun içindeki ticari etkinliklerden ve bu tip “saçmalık”lardan nefret etmektedir.
CORİNTHİANS DEMOKRASİ HAREKETİ
Futbolda Sokrates gibi büyük karakter sahibi oyuncular göremiyoruz günümüzde. Profesyonellik yükselen değer haline gelirken, atletik yeteneklerin ve çok fazla koşabiliyor olmanın her şeyin önüne geçtiği bir dönemdeyiz. Yeni nesil futbolcu üretiminden Sokratesler çıkmıyor.
O, Brezilya'nın 16-17 yaşında piyasaya sürdüğü “wonderkid”lerden değildi. Büyük bir isim olarak ortaya çıkması yirmili yaşlarının ortasını bulur. Çünkü yirmili yaşlarının başında tıp fakültesi koridorlarında yürüyor, hafta sonları ise Botafogo ile maçlara çıkıyordu. Mezun olduktan sonra Sao Paulo eyaletinin büyük kulübü Corinthians’a transfer olmasıyla Brezilya formasını da giymeye başlar. Brezilya’nın 1982 ve 1986 Dünya Kupaları’ndaki kaptanıydı. O unutulmaz takımın…
Kendisiyle yapılan bir röportajda politikaya olan ilgisinin 10 yaşında başladığını anlatıyor: “1964 yılıydı ve ülkede askeri darbe yapılmıştı. Henüz 10 yaşındaydım, babamın Bolşevik kitaplarını yaktığını hatırlıyorum. Politikleşmem böyle başladı. Futbol ise biraz tesadüf idi.”
Futbol Brezilya’da üst sınıfa ait bir spor iken, İngiliz şirketlerinde çalışan göçmen işçiler tarafından kurulmuş Corinthians futbol kulübü, Sokrates zamanında ülkedeki solun kalesi olur adeta. 1978 yılında Corinthians’a transfer olduğunda, ülkedeki rejimin mikro düzeydeki bir görünümü de tüm futbol kulüplerine sirayet etmiş durumdaydı. Sokrates, ülkedeki otoriter rejime karşı olduğu kadar kulüp yönetimlerinin futbolcular üzerinde uyguladığı benzer bir otoriteye de muhalifti. İkisine karşı da mücadele etti. Corinthians forması giydiği yıllarda Corinthians Demokrasi Hareketi’ni örgütledi. Amaçları futbolcular üzerindeki otoriter baskıyı kırmak ve tüm ülke yönetiminin de demokratikleşmesine katkıda bulunmaktı. Corinthians’da bunu başardılar. Yemek saatleri, antrenman saatleri ve benzeri basit konularda bile kulüp yönetiminin baskıcı tutumunu kırmışlardır. Bundan böyle, maçtan bir iki gün önce otele kapanıp kalmak yoktu ve takımla ilgili tüm kararlar ortaklaşa alınmaya başlanmıştı. Sokrates o ara futbolun popülaritesinin politik alandaki dönüştürücü gücünü görür.
DİKTATÖRLER YIKANIZ
Corinthians’ı 1982 yılı Sao Paulo eyalet şampiyonu yaptıklarında formalarına "demokrasi" yazdırırlar. Sorkates bu eylemleri için " Muhtemelen yaşadığım en mükemmel andı. Ve eminim; tüm takım arkadaşlarım için de öyleydi" diyor. Dönemin Brezilya’sındaki diktatörlüğün yıkılışında Sokrates ve arkadaşlarının kurduğu Corinthians Demokrasi Hareketi’nin de payı olduğu söylenir. Çünkü milyonlarca Corinthians taraftarı bu akıma kapılıp, diktatörlüğü devirmek istemiştir. Sokrates tüm bunları, insanların rejim karşıtı konuşmalar yapmaya en çok korktuğu zamanlarda yapıyor.
1982’deki şampiyonluk yaşadıkları takım için yıllar sonra şu sözleri söyleyecektir: “Oynadığım en mükemmel takımdı çünkü spordan öte bir şeydi. Politik zaferlerim profesyonel futbolculukta elde ettiğim zaferlerden daha önemlidir. Maçlar 90 dakika sonra biter ama hayat devam eder."
***
Dünya Kupası: İtalya-Brezilya
İspanya'da düzenlenen 1982 Dünya Kupası, ülkenin faşist Franco diktatörlüğünden henüz kurtulduğu bir döneme rastlar. Zico, Falcao, Eder ve Sokrates gibi yıldızlarıyla Brezilya kupanın favorisidir ama İtalya'da yabana atılacak bir takım değildir. Kaleci Dino Zoff önderliğindeki İtalya, Sevilla'da oynanan maçta Brezilya'yı 3-2 yener ve yarı finale yükselen taraf olur. İtalya'nın 3 golünü de Paolo Rossi atmıştır. İtalya'nın şampiyonluğa ulaşır ama tüm dünya bugün Sokrates'leri daha iyi hatırlıyor. Çünkü bir tarafta maç kazanmak üzerine kurulu pragmatik bir takım varken; diğer tarafta adeta bir sanat icra eden Sokrates ve arkadaşları vardı.



0 yorum:
Yorum Gönder