Soner-Hami-Hamdi: Lyon-Trabzonspor: 3-4

"Hangi takımı tutuyorsun" sorusuna "Trabzonsporluyum" dendiğinde, "Hadi canım gerçekten mi" cevabını alıp, tekrar ve gururla "Evet gerçekten" cevabını vermektir Trazonsporlu olmak...
Küçükken mahallede top oynarken kaleye geçildiğinde, "Ben Toni Schumacher'im, ben Dino Zoff'um diyenlere "Ben de Şenol Güneş'im" deyip her topa plonjon yapmaktır Trabzonsporlu olmak...
Galatasaray her Trabzon'a geldiğinde, "Trabzonspor yine maçı satacak" söylentilerine bugünkü gibi cevap verebilmektir Trabzonsporlu olmak...
Trabzonsporlu olmak, sadece Avni Aker'de değil evde Tv karşısında bile maç izlerken 61. dakikayı coşkuyla kutlamaktır...
27 yıl çekilen acıya rağmen bir gün tekrar eski günlerdeki güzel günlere dönülebileceğine inanmaktır, Trabzonsporlu olmak...
Sevgilisinden sırf yalakalık olsun diye, tuttuğun takımı kaale almayarak, "Aşkım benim ikinci takamın da Trabzonspor. Bizim takım hariç herkesi yenebilirsiniz" lafını duyduktan sonra o kızı terk ederek maça gidip, tribünde aşkların en güzelini yaşamaktır Trabzonsporlu olmak...
Sadece Trabzon'daki gazetelerde manşetlere çıkmanın yeterli olduğunu bilmektir Trazonsporluluk...
Futbolun sadece kendilerinden ibaret olduğunu zanneden "İlçe" isimli, sermaye takımlarına emeğin gücünü göstermektir Trabzonsporlu olmak...
Sermayenin karşısında emek olmaktır, Şota olmaktır, Hami olmaktır, Şenol olmaktır Trabzonsporlu olmak...
Ve bir şehrin isyanıdır...


0 yorum:
Yorum Gönder