18 Nisan 2010 Pazar

(+18) Çin Çin...






Hatırlayanlar vardır mutlaka. Küçüklüğüzde Tutti-Frutti diye kırmızı noktalı bir program vardı. Yarışmacılar bir meyve ismi söyler, bir de kız tahmin ederlerdi. Seçtikleri meyve o kızdan çıkarsa ekstra puan kazanırlardı. O bölümün ismi de "Çin Çin'di... Bugün de Çin GP'sinden otoritelerin tahminindeki takım Red Bull değil, muhteşem performaslarıyla McLaren'ler galip çıktı, ekstra puanlar tavan yaptı.

BUTTON YAĞMURUN BLÖFÜNÜ İKİNCİ KEZ GÖRDÜ!

Avustralya GP'sinde yağmura rağmen oluksuz lastiklerle devam etme kararı alıp finiş çizgisini ilk sırada gören Button, yine kendi aldığı kararla çiseleyen yağmura rağmen pite girmedi ve ikinci kez yağmurun blöfünü yemedi...
Yarışa 6. sırada başlayan Lewis Hamilton'un da performansı görülmeye değerdi. Arka arkaya yaptığı heyecanlı geçişlerle kürsünün ikinci basamağını hak etmişti... Kürsünün üçüncü basamağında yer alan ve yarışın yarısını lider götüren Nico Rosberg ise her ne kadar Britanya ekibini durduramasa da o araca göre performansı harikaydı...

BEKLE DE KIRMIZI IŞIKLAR SÖNSÜN!

O'nu ne zaman eleştirsem, üzerine ben de bir eleştiri alıyorum, "Ön yargılı davrandığım(!)" konusunda. Evet kırmızı ışıklar sönmeden kalkan Alonso'dan bahsediyorum. Pitten geçme cezası alan İspanyol pilot, bu hareketiyle bugünki performansını gölgelese de iyi bir yarış çıkardı. Ama bu acemeliğiyle takıma kaybettirdiği puanlar için de kulağnın çekilmesi taraftarıyım...

Red Bull'ların hayal kırıklığı yaşattığı yarışta sessiz sedasız gelen Renault'ları da taktir etmek gerekiyor. Efsane'ye gelince; o da sürekli yaşadığı problemlerden bahsediyor ve elinden geleni yapıyor. Takım aracı düzeltip lastik seçimini iyi yaptığı taktirde, Alman pilotun Avrupa'dan itibaren yükseleşe geçeciğine inanıyorum.

F1'DE KÜL KORKUSU

Avrupa'yı etkisi altına alan kül bulutları; F1'de 3 hafta sonra koşulacak İspanya Grand Prixi'ni de tehdit ediyor. Çin'den Avrupa'ya tüm uçuşların Mayıs başına kadar durdurulmuş olması takımları kara kara düşündürüyor. Ekipmanlar ve teknik ekibin seyahatinin gecikecek olması ise büyük sıkıntı.. 3 hafta sonra koşulacak İspanya Grand Prixi'nin ertelenmesinin bile gündemde olduğu iddia ediliyor.


ÇİN GP'Sİ YARIŞ DERECELERİ:

1. Button McLaren-Mercedes 1h44:42.163
2. Hamilton McLaren-Mercedes + 1.530
3. Rosberg Mercedes + 9.484
4. Alonso Ferrari + 11.869
5. Kubica Renault + 22.213
6. Vettel Red Bull-Renault + 33.310
7. Petrov Renault + 47.600
8. Webber Red Bull-Renault + 52.172
9. Massa Ferrari + 57.796
10. Schumacher Mercedes + 1:01.749
11. Sutil Force India-Mercedes + 1:02.874
12. Barrichello Williams-Cosworth + 1:03.665
13. Alguersuari Toro Rosso-Ferrari + 1:11.416
14. Kovalainen Lotus-Cosworth + 1 tur
15. Hulkenberg Williams-Cosworth + 1 tur
16. Senna HRT-Cosworth + 2 tur
17. Chandhok HRT-Cosworth + 4 tur

En Hzılı Tur: Hamilton, 1:42.061


PİLOTLAR KLASMANI:

1. Button 60
2. Rosberg 50
3. Alonso 49
4. Hamilton 49
5. Vettel 45
6. Massa 41
7. Kubica 40
8. Webber 28

MARKALAR KLASMANI:

1. McLaren-Mercedes 109
2. Ferrari 90
3. Red Bull-Renault 73
4. Mercedes 60
5. Renault 46
6. Force India-Mercedes 18
7. Williams-Cosworth 6
8. Toro Rosso-Ferrari 2

17 Nisan 2010 Cumartesi

Biri Red Bull'a "Dur" desin!..


Red Bull'un tüm sezonu rahatça domine edebileceğinin erken olduğunu düşünenlerden misin? Bu sabahki hızlarını görünce, ben erken olduğunu düşünmeyenlerdenim. Tamam daha erken, kabul.. Ama ilk 4 yarışın 3. ünde pole pozisyonu alıyorsanız, bu Ferrari ve McLaren'e kafa tutacağınız anlamına gelir. Hatta İtalyan ve İngiliz takımları ikincilik için yarışırlarsa hiç şaşırmayın... Yarın sabah da dayanıklılık problemi yaşamazlarsa duble yapmaları büyük ihtimal...

Starta ilk 9 çizgideki pilotlara bakarsak muhteşem bir çıkış bizi bekliyor... Hani yarışın devamındaki heyecanı açısından arzu etmem ama ilk viraja gelindiğinde ortalğın karışması muhtemel...

EN MODERN ÇİN İŞİ

Hani beğenilmez ya Çin malları kalitesiz ucuz işçilik diye... Çin yapımı Shanghai pisti takvimin en modern pistlerinden biri. Hermann Tilke'nin dizayn ettiği Shanghai'de uzun start-finiş düzlüğü yarışın en heyecanlı bölümü olarak gösterilir.

3000 mühendisin 18 aylık çalışmasıyla inşa edilen pist 2006 yılında emekli olan Formula1 efsanesi Michael Schumacher'in kazandığı son yarışa ev sahipliği yapmış olmasıyla da hafızalardadır..

START SIRASI İSE ŞÖYLE:
1. Sebastian Vettel - Almanya - Red Bull
2. Mark Webber, Australya - Red Bull
3. Fernando Alonso, İspanya - Ferrari
4. Nico Rosberg - Almanya - Mercedes
5. Jenson Button - İngiltere - McLaren
6. Lewis Hamilton - İngiltere - McLaren
7. Felipe Massa - Brezilya - Ferrari
8. Robert Kubica - Polonya - Renault
9. Michael Schumacher - Almanya - Mercedes
10. Adrian Sutil, Almanya - Force India
11. Rubens Barrichello - Brezilya - Williams
12. Jaime Alguersuari - İspanya - Toro Rosso
13. Sebastian Buemi - İsviçre - Toro Rosso
14. Vitaly Petrov - Rusya - Renault
15. Kamui Kobayashi - Japonya - Sauber
16. Nico Hulkenberg - Almanya - Williams
17. Pedro de la Rosa - İspanya - Sauber
18. Vitantonio Liuzzi - İtalya - Force India
19. Timo Glock - Almanya - Virgin
20. Jarno Trulli - İtalya - Lotus
21. Heikki Kovalainen - Finlandiya - Lotus
22. Lucas di Grassi - Brezilya - Virgin
23. Bruno Senna - Brezilya - Hispania
24. Karun Chandhok - Hindistan - Hispania

16 Nisan 2010 Cuma

"O" olmasaydı sen Ferrari'nin atını bile göremezdin!...


Hayır konuşmayayım diyorum, duyunca yine dayanamıyorum. Montezemolo'nun Kırmızı Takım'a yeni hediyesi(!) Fernando Alonso Çin GP'si öncesi Michael Schumacher'e sallamış, "Schumi rahat olsun" diye...

Ne demiş İspanyol... Ferrari'nin eskiden olduğu gibi tüm sezonu domine edebilecek bir otomobile sahip olmadığını, Schumi'nin rekorları konusunda rahat olması gerektiğini ('En azından şimdilik' diye de espri yapmış kendince), Schumacher'in çok iyi bir sürücü olmasına rağmen rekorlarının büyük bir bölümünü Ferrari'nin güçlü motoruna borçlu olduğunu falan söylemiş...

Ferrari'siz Schumacher'i şöyle bir hatırlayalım mı...

Jordan 1991: 25 Ağustos 1991'de koşulan Belçika Grand Prix'inde Jordan Ford takımının koltuğuna oturur ve hiç bir tecrübesi olmamasına rağmen Spa-Franchorchamps pistinde Andrea de Cesaris'i geride bırakarak gridte 7. sırada yer alır... Ve bu Jordan takımının o yıl elde ettiği en iyi grid pozisyonudur.

Benetton 1992: Williams F1 takımının Nigel Mansell ve Riccardo Patrese ile yarışları domine ettiği bir sezon oldu. Michael kariyerinin ilk podyumunu Meksika Grand Prix'inde üçüncü sırayı alarak elde etti. Ardından da ilk galibiyet, kariyerinin ilk yarışına çıktığı Spa-Francorcamps pistindeki Belçika Grand Prix'inde geldi. Nigel Mansell'in pol pozisyonunda, Ayrton Senna'nın da ikinci sırada başladığı yarışta üçüncü sıradan start alan Michael damalı bayrağı ilk gören isimdi. Hem de Senna'yı geçerek. Sezon sonu 53 puanla 3. sırada yer almıştı Schumi...

Benetton 1993: Michael, 1993 sezonunda sadece Portekiz Grand Prix'ini kazandı, bu yarışı Alain Prost'un 0.9 saniye önünde galibiyete ulaştı. 1993 sezonunu, 52 puanla 4. sırada tamamladı.

Benetton 1994-1995: Sezonun ilk 7 yarışından 6'sını kazanarak 1965'te Jim Clark'ın kırdığı rekora ortak olan ve sezona çok iyi bir başlangıç yaparak büyük bir puan fark oluşturdu Schumacher. 1994 sezonunu, 92 puanla şampiyon olarak tamamladı. 1995'te sezon sonunda en yakın rakibi Damon Hill ile arasında 33 puan fark oluşturarak şampiyonluğu elde etti. Bu yıl, aynı zamanda 9 yarış kazanarak, Nigel Mansell'a ait olan ve 1992 sezonunda kırdığı "bir sezonda en fazla yarış kazanma rekoru"na da ortak oldu. Schumacher, 1995 sezonundaki 17 yarışın 9'unu kazanmış, 11 kez podyumda yer almıştır. Sadece bir kez, Belçika Grand Prix'nde 4.lükten kötü bir sıralama derecesi elde etti, ancak o yarışta da birinci gelmeyi başardı. Sezonu 102 puanla şampiyon olarak tamamladı.

Şimdiye kadar Ferrari kelimesi geçti mi? Geçmedi... Peki Efsane bunları yaparken Ferrari neredeydi? 1979 sezonundan beri sürücüler şampiyonluğunu ve 1983 sezonundan beri de markalar şampiyonluğunu kazanamayan bir takımdı... Schumi gelince ne oldu, anlatmaya gerek bile yok... Sonrası yaşayan bir Efsane...

Fernando Alonso Diaz ne yapıyordu peki Efsane bu başarıları kazanırken. Karting aracının pedallarına daha ayakları bile yetişmiyordu muhtemelen. (Hala da yetiştiğinden şüpheliyim)

Demem o ki, içine girip oturduğun aracı bu seviyelere getiren Efsane'ye saygı duymalısın... O olmasaydı ne Ferrari olurdu, ne de sen Kırmızı tulumları giyebilirdin...

15 Nisan 2010 Perşembe

BABA WRC VARMIŞ BENİ BAŞKA YOLDAN OKULA GÖNDER...


WRC yani Dünya Ralli Şampiyonası. Formula 1 kadar ilgi görmese de motorsporları arasında önemi büyüktür. Hastaları vardır. WRC nereye, sevenleri oraya.. Ne diyorum; dünyayı dolaşan fanatikleri var bu yarışın... Bu şampiyonanın Türkiye ayağı bu seneye kadar Antalya'da yapılıyordu. Bu sezon, yani 15-18 Nisan tarihlerinde de İstanbul'da yapılacak. Türkiye'nin tanıtımı için oldukça önemli olan bu organizasyonu milyonlarca insan tv karşısında canlı seyredecek. Kaldı ki para versen bu kadar büyük kitlelere ulaşamazsın. İyi bir tanıtım, iyi bir raklam olacak Türkiye açısından...

Buraya kadar her şey şahane.... Gelelim organizyon için kapatılacak yollara. 16 NİSAN: 12.00’den beri Çatladıkapı giriş, Cankurtaran giriş, Aksakal, Küçükayasofya, Mimar Mehmet, İshakpaşa ve Kabasakal caddeleri, Dalbatı Sokak, Ayasofya, Sultanahmet ve At meydanları trafiğe kapalı. Açıklamaya göre 16 Nisan Cuma günü (yarın) geçişlerde kontrollü ve kademeli olarak saat 16.00’dan itibaren trafiğe kapatılacak yollar ise şöyle: Beşiktaş Nevzat Demir Tesisleri önü, Şile Otoban, Altunizade katılım, Otosan Köprü, D-100 Kuzey Yol Harem istikameti, Tıbbiye, Rıhtım, Dr. Esad, Recep Peker, Bağdat, Kalamış Fener caddeleri, Kızıltoprak ve Kadıköy İskele Meydanları, Mühürdar İSKİ Kavşağı, Cemil Topuzlu Caddesi Sahil Yolu Pendik istikameti geçişleri.

Nasıl, sıkıcı bir paragraf değil mi? Aynı İstanbul trafiği gibi. Hatta İstanbul'un cuma trafiği gibi... Bir çoğunuz okumadı bile bu paragrafı değil mi? Şöyle bir gözucuyla hızlı hızlı kendinize yakın olan bir yer var mı diye bakıp geçtiniz... Ama bunlardan biri sizin, eşinizin yada çocuğunuzun işe ve okula gidiş geliş güzergahlarıysa, bu saatlere de denk geldiyseniz vay halinize... O zaman dersen ki "HAY BEN BÖYLE WRC'YE" diye, bak onda sonuna kadar haklısın...

- Çocuklar nereye?
- Okula polis amca
- Geçemezsiniz yollar kapalı
- Niye polis amca?
- VERECE yarışları var, geçiş yasak
- Peki biz okula nasıl gidiceğiz
- Babanıza söyleyin başka bir yoldan sizi okula götürsün
- !!!!????

Sizce bu konuşmalara WRC'nin gerçekleştiği diğer ülkelerdeki öğrenciler şahit oluyor mudur, Almanya'da, Fransa'da yada İtalya'da... Hiç zannetmiyorum...

Bu organizasyon dünyanın bir çok ülkesinde yapılıyor ama bu şekilde vatandaşa eziyet çektirerek değil. Şimdi sırf bu organizasyon bozukluğundan eziyet çeken vatandaş, tutup WRC yarışlarını izlemeye gelir mi. Şikayet etmeyeceksin o zaman, "O kadar da tanıtım yaptık, niye ilgi yok" diye...

12 Nisan 2010 Pazartesi

"Bizden korkuyorlar"


Red Bull kokpitindeki genç Alman Sebastian Vettel; herkes tarafından saygı duyulan bir otomobille yarıştığı için kendisini şanslı bulduğunu söylemiş. Hatta, ""Bizden korkuyorlar, bunu görmek çok zor değil" diye de devam etmiş...

Schumi'nin tahtına aday gösterilen Vettel'i takım mı böyle konuşturuyor, yoksa kendi mi boşboğazlık ediyor bilemem ama bu tavrı devam ederse saygı duyulan bir pilot olamayacağı kesin...

DOKTOR GALİBİYETLE BAŞLADI


18 yarışlık MotoGP 2010 Sezonu Katar'da start aldı, Ducati'nin Avustralyalı pilotu Casey Stoner'in pole pozisyonundan başladığı yarışa düşerek veda etmesinin ardından son şampiyon İtalyan Valentino Rossi damalı bayrağı ilk sırada gördü.

Fiat Yamaha'yla fırtına gibi esen "Doktor"un sezona yarış zaferiyle başladığı Katar'da podyumun ikinci basamağını alan Jorge Lorenzo takıma dubleyi getirdi. Finişe metreler kala Ducati'nin Amerikalı pilotu Nicky Hayden'i geride bırakan Honda HRC sürücüsü Andrea Dovizioso podyumun son basamağını elde etti.

Pole pozisyonundan başladığı yarışı düşerek terk etmek zorunda kalan Casey Stoner'in Katar'daki 3 yıllık yarış galibiyeti serisi de 2010 Sezonu'nda sona ermiş oldu.

1 Valentino Rossi Yamaha Factory 42:50.099
2 Jorge Lorenzo Yamaha Factory +01.022
3 Andrea Dovizioso Honda HRC +01.865
4 Nicky Hayden Ducati MotoGP +01.876
5 Ben Spies Yamaha Tech 3 +03.903
6 Randy de Puniet Honda LCR +09.322
7 Dani Pedrosa Honda HRC +16.508
8 Colin Edwards Yamaha Tech 3 +19.867
9 Loris Capirossi Suzuki MotoGP +20.893
10 Hiroshi Aoyama Interwetten Honda MotoGP +21.100
11 Marco Simoncelli Honda Gresini +31.638
12 Hector Barbera Ducati Aspar +32.573
13 Marco Melandri Honda Gresini +40.780
14 Alvaro Bautista Suzuki MotoGP
15 Aleix Espargaro Ducati Pramac
16 Mika Kallio Ducati Pramac
17 Casey Stoner Ducati MotoGP

5 Nisan 2010 Pazartesi

Cumalıkızık ve Bursaspor...

Cumalıkız'da küçük bir köy evi...
"Of bu ara çok sıkıldım, hiç bir şey yapmıyorum, gidecek küçük bir köyüm bile yok" diyen birileri varsa, haftasonu hiç vakit kaybetmeden gidin derim Cumalıkızık'a... Ben öyle çok gezen bir adam değilim aslında. Boş zamanlarımda yaptığım en güzel şey miskinliktir... Bu küçük köyde bulunmak benim için biraz şanstı... Hiç planda yokken birden buluverdim kendimi Cumalıkızık'ın su akan dar sokaklarında...

Cumalı Kızık nasıl kurulmuş; Tokat dolaylarında yaşamakta olan Oğuz boylarından Kızıklar, Karakeçili aşiretinin bulunduğu bölgelere göç ederek Ertuğrul Gazi’ den yerleşmek için yurt istemişler. Ancak Karakeçili aşireti, Kızıkların bu istemine karşı çıkmış. Bunun üzerine Ertuğrul Gazi, düşmanlıklar doğmaması için Kızıklara, Uludağ’ın, o zamanki adıyla Keşiş Dağı’nın kuzey eteklerinde yer göstermiş. İki Oğuz boyu arasında sürekli dostluk sağlamak için de, Kızık boyu beyinin 7 oğlunu Karakeçili aşiretinden 7 güzel kızla evlendirilmiş. Kızık beyinin 7 oğlundan Cumali Bey ailesi ve yakınlarıyla günümüzdeki Cumalıkızık’ta, Fethi Bey Fethiyekızık’ta (Fidyekızık), Hamlı Bey Hamamlıkızık’ta, Dal Bey Dallıkızık’ta, Bayındır Bey de Bayındırkızık’ta yurt kurmuşlar. Derekızık ile Değirmenlikızık’ın kimler tarafından kurulduğu söylencede yer almıyor.

Cumalıkızık'a gitmeden bir gün öncesi... Akşam yemeğindeyiz rakı-balık falan... Saat 21:40 civarı, birden bir gooooooll sesi.. Bursaspor son dakikalarda bulmuş gölünü Antalyaspor karşısında... Zaten şehir panayır yeri, her taraf Yeşil-Beyaz, yerlisi turisti nasıl seviniyor görülmeye değer... Maç bitimi uzaktan gelen davul zurna sesi, meyhaneler sokağındaki kanun sesini bastırıyor... Hatta kanuncu, tezahuratlar eşliğinde sokağa gelen taraftarlara eşlik etmeye başlıyor kanunuyla... Herkes alkışlıyor, Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı... Trabzonspor'lu olarak ben de tabi...

Hani Ertuğrul Gazi Kızıklar'a yer göstermişti ya Uludağ eteklerinde, Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam da zirvedeki yerlerini gösteriyor büyük takımlara, elde ettikleri başarısıyla... Umarım bu başarıları Cumalıkızık'ın tarihi kadar uzun sürer...

"Göklerin Boğası" Sebastian Vettel

Schumi ve minik Vettel
Montezemolo'nun yerinde olsam ikisine birden Kırmızı tulumları giydiririm. Bak o zaman tadından yenir mi yenmez mi...
Haftasonu Sepang
Taurus Takım Yıldızı... Kuzey Yarımküre'de özellikle kışın geniş ve göze çarpan bir takımyıldızıdır. Taurus Latince'de "Boğa" anlamına gelir. Kimi mitelojilerde, efsanevi Fenikeli prenses Europa'yı kaçırmak için büyüleyici bir boğa şeklini almış Zeus ile ilişkilendirilirken kimi mitelojilerde de "Cennetin (Göklerin) Boğası" olarak adlandırılır bu takım yıldızı... Ve görüntüsü "V" şeklindedir.

İşte o "V" şeklindeki yıldız pazar günü Malezya'da Sepang pistinde göründü kusursuz sürüşü ve zaferiyle... O yıldız Sebastian Vettel'di, göğsündeki "boğa" amblemi gibi hırçın... Alman pilot öyle bir çıkış yaptı ki kırmızı ışıklar söndüğünde, şişlerini kendisine saplamak isteyen boğa güreşçileri ne olduğunu bile anlamadılar...

İlk iki yarışta gridin şanssız ismi Vettel, "Bu harika performansla ne zaman kürsüde şampanya patlatacak" sorusunu soranları fazla bekletmedi ve kaçınılmaz sonu gerçekleştirdi... 3. çizgide start alan Vettel ilk hamlesini startta yaptı ve daha ilk viraja gelmeden, önce Rosberg'i sonra takım arkadaşı Weber'i geçerek liderliğe yükseldi. Yarışı çıktığı gibi bitirerek gelecek yarışlarda da ne denli "hırçın" olacağını gösterdi.

Görünen o ki Sebastian'ın daha 3.5 yaşındayken noel hediyesi olarak babasının aldığı go-kartla başlayan pilotluk hayatı, bir çok başarıya daha imza atacak görüntüsünde... Biliyorum, Vettel kendisinin bir başka pilotla kıyaslanmasını yada benzetilmesini pek sevmiyor ama ben bu becerisiyle kendisini Efsane'ye çok benzetiyorum. İnanıyorum ki, yarış hayatı da vatandaşı Schumacher kadar da başarılı olacak..

Efsane demişken... Takım biraz kendisine çeki düzen verirse, Schumacher de Avrupa yarışlarına gelindiğinde eski günlerini anımsatacak performanslar seyredeceğiz kanaatindeyim...

Bir not da Button ve Alonso'ya açmak istiyorum... Uzun turlar süren kovalamacada, Button'un savunması ve Alonso'nun inatçı tavrı, yarışa 20. sırada başlayan Hamilton'un harika performansıyla 6. bitirmesi, Jaime Alguersuari ve çaylak Nico Hulkenberg'un puan almaları çok hoşuma gitti.

Sezonun 4. yarışı olan Çin GP'sinde görüşmek dileğiyle...



Pilotlar Klasmanı:
1. Felipe Massa (Brezilya) Ferrari: 39 puan
2. Fernando Alonso (İspanya) Ferrari: 37
3. Sebastian Vettel (Almanya) Red Bull: 37
4. Jenson Button (İngiltere) McLaren: 35
5. Nico Rosberg (Almanya) Mercedes GP: 35
6. Lewis Hamilton (İngiltere) McLaren: 31
7. Robert Kubica (Polonya) Renault: 30
8. Mark Webber (Avustralya) Red Bull: 24
9. Adrian Sutil (Almanya) Force India 10
10. Michael Schumacher (Almanya) Mercedes GP: 9
11. Vitantonio Liuzzi (İtalya) Force India: 8
12. Rubens Barrichello (Brezilya) Williams: 5
13. Jaime Alguersuari (İspanya) Toro Rosso: 2
14. Nico Huelkenberg (Almanya) Williams: 1

Markalar Klasmanı:
1. Ferrari: 76 puan
2. McLaren - Mercedes: 66
3. Red Bull - Renault: 61
4. Mercedes GP: 44
5. Renault: 30
6. Force India - Mercedes: 18
7. Williams - Cosworth: 6
8. Toro Rosso - Ferrari: 2